Geçtiğimiz yıl Ocak ayında ‘Ben Şenol, Pompacı Şenol’ başlığıyla bir yazı yazmıştım. MHP Silivri İlçe Başkanı Şenol Türkyılmaz’ın beni arayıp, yaptığı saygısızlığı kaleme almıştım. Yazımı çat pat da olsa hatırlayanlar vardır.
Bugünkü yazım yine ‘Pompacı Şenol’ ağabeyle ilgili olacak…
***
MHP’den genel de açıklamaları İlçe Teşkilat Başkanı Zafer Yalçın yapar. Sayın Şenol Türkyılmaz, işiyle gücüyle uğraşır, yani ‘pompacılık’ yapar. Partiyi de zar zor yönetir(!) Ne kadar başarılı olduğu ayrı bir tartışma konusu ancak beni şaşırtarak bir açıklama yaptı.
Bir sene içerisinde MHP’nin ilçe de kongresi olacak ve Zahir Muslu adında, Ülkücülüğüyle ilçe de tanınan bir ağabeyimiz ‘ben ilçe başkanlığına adayım’ dedi.
Ah be Zahir abim, niye yaptın böyle bir açıklama, Pompacı Şenol ağabey zıplayıp durur şimdi sana…
Kendisinden iyi(!) yönetebilecek misin sen ilçeyi? Ondan mükemmel olup, partiyi bir arada tutabilecek misin? Şenol Başkan bir ‘efsane’ bu teşkilatta. Seçimlerde gösterdiği azmi, çalışkanlığını sen de gösterebilecek misin? Yapma Zahir ağabey, yapma. Çek adaylığını geri, sen çekmesen de liste değişip, durur zaten. Koyma kendini bu taşın altına…
***
Peki, ne demiş bizim Pompacı Şenol ağabeyimiz, adaylık açıklamasını zamansız bulmuş. Kongre tarihi açıklansın, sen de öyle aday ol demiş Zahir ağabeye…
Şenol Başkan, yaşam felsefesi ve aldığı terbiye gereği her Ülkücü’nün yeri geldiğinde aday olabileceğini söylemiş ve eklemiş, “Siyasette anlayış tarzım, evet ilçe başkanlığı benim söylediğim gibi herkesin hakkı ama herkesin haddi değildir.”
Aday olmak herkesin haddi değilmiş. Peh peh peh… Kendisinin haddi, partiyi tabela partisi haline getirmek ama.
O kadar konuşmuş konuşmuş, son cümle de de 10 Ocak Gazeteciler Gününü kutlamış. Resmen basına da hafife almış. ‘Ben konuştum, konuştum. Eh hadi sizi de aradan çıkartayım’ demiş. Yazık…
***
Velhasıl, bu konuda diyebilecek aslında çok şey yok…
Ülküdaşlar, sokaklarda partinin düştüğü duruma üzülüyor ve ne yapılabilir diye düşünüyor. Koltuk meraklısı insanların işgal ettiği makamlar nedeniyle, parti bir yerlere gelemiyor. Olan ‘dava’ bilinciyle canla başla çalışanlara oluyor. Boşa kürek çektiklerini bildikleri halde ‘belki’ diyerek çalışmaya devam ediyorlar ve edeceklerde…
Ben inanıyorum ki, Milliyetçi Hareket bir gün ‘makam işgal edenlerden’ kurtulduğunda daha iyi günleri yaşayacaktır. Kalın sağlıcakla…
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında yazdığım 'Ben Şenol, pompacı Şenol' başlıklı yazım...:
http://www.yorungehaber.com/yazar-763-%E2%80%98ben_senol_pompaci_senol%E2%80%99.html